Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ile depremin aniden meydana gelmesi ve sonrasındaki tepkiler, her insan için farklılık gösterebilir, ancak hepimizi etkileyen ortak bir duygu korkudur. Depremin hemen ardından, kişi kendini aşırı korkmuş bir şekilde bulabilir, ne yapacağını bilemez hale gelebilir. Duygusal tepkilerini anlamakta zorlanabilir ve tepki verme yeteneği azalabilir. Bu süreçte kişiyi aniden kaplayan ölüm korkusu, çaresizlik ve panik duygusu yaratabilir.
Deprem Sonrası Enkaz Altından Kurtulanların Psikolojik Sorunları
İlk 48 saat içinde stres belirtilerinin görülmesi oldukça doğaldır. Bu belirtilerin 2 ila 4 hafta arasında sürmesi, psikiyatrik bir açıdan akut stres reaksiyonu olarak kabul edilir ve olağan bir olaya verilen tipik tepkiler olarak değerlendirilir. Ancak bu belirtiler 1 aydan daha uzun sürerse, post travmatik stres reaksiyonuna işaret edebilir. Bu durumda, endişe duyulan olayın yol açtığı olası psikiyatrik semptomlar öne çıkabilir. Zamanla, bu tabloya depresif semptomlar da eşlik edebilir. Özellikle tedavi edilmemiş post travmatik stres reaksiyonu durumunda depresif belirtiler gözlenebilir. Post travmatik stres reaksiyonu sırasında panik atak gibi yoğun kaygı belirtileri veya tam tersi dissosiyatif belirtiler ortaya çıkabilir.
Deprem Sonrası Sıkça Karşılaşılan Psikolojik ve Fiziksel Sorunlar
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
- Travmatik bir olayla sürekli korku, endişe ve geri dönüşlerle karakterizedir. Bu, kişinin travma sonrası yaşadığı sürekli rahatsızlık ve sık tekrarlayan kabuslarla kendini gösterebilir.
Depresyon
- Depresyon, kişinin üzüntü, umutsuzluk duyguları, ve genel olarak hayattan zevk alamama halini içerir. Ayrıca enerji kaybı, uyku problemleri ve iştah değişiklikleri gibi fiziksel belirtiler de eşlik edebilir.
Akut Stres Bozukluğu (ASD)
- ASD, TSSB’ye benzer ancak travmatik olaydan sonraki ilk günlerde semptomların ortaya çıkmasıyla karakterizedir. Kişinin travma sonrası şok içinde bulunma, travmayı tekrar tekrar hatırlama ve kaçınma tepkileri bu durumun belirtileri olabilir.
Anksiyete Bozuklukları
- Anksiyete bozuklukları, aşırı endişe, panik ataklar ve fobiler gibi çeşitli belirtilerle karakterizedir. Kişi, geleceğe dair sürekli bir endişe içinde olabilir veya belirli durumlar veya nesnelerle ilgili yoğun korkular yaşayabilir.
Keder ve Kayıp Duyguları
- Keder ve kayıp, sevdiklerinizin ölümü veya yaralanması gibi travmatik bir olayın sonucunda yoğun üzüntü ve kayıp duygularını içerir. Bu durum, kişinin duygusal olarak çökmesi ve günlük yaşam aktivitelerine ilgisini kaybetmesiyle ortaya çıkabilir.
Madde Kötüye Kullanımı
- Madde kötüye kullanımı, kişinin başa çıkma mekanizması olarak artan madde kullanımını içerir. Travmatik bir olayın yol açtığı stresle başa çıkmak için alkol veya uyuşturucu madde kullanma eğilimi göstermek, madde kötüye kullanımının bir belirtisi olabilir.
Fiziksel Belirtiler
- Fiziksel belirtiler, stres ve travma ile ilişkilendirilebilecek baş ağrıları, mide sorunları, yorgunluk ve kas gerginliği gibi fiziksel sağlık sorunlarını içerir. Bu belirtiler, psikolojik stresin bedende yarattığı yanıtların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Bu fobilerden ve kötü alışkanlıklardan kurtulmak için neler yapılmalıdır?
Kişinin yaşadığı travmatik anıları paylaşmasına teşvik edilmeli ve bu süreç destekleyici bir yaklaşımla desteklenmelidir. Birey, duygusal yükünü azaltmak için cesaretlendirilmeli ve kendini ifade etmesine yardımcı olunmalıdır. Ancak, kişiye zorlayıcı veya meraklı sorular sormamak önemlidir. Kişinin kendi hızında ve rahat hissettiği şekilde anlatmasına izin verilmelidir. Bu şekilde travmatik deneyimlerle yüzleşme süreci kolaylaşabilir ve fobik tepkilerden kaçınmak daha mümkün hale gelir. Ayrıca, bu sayede kişinin travmatik stresi azaltmak ve gelecekteki korku kaynaklarını en aza indirmek için bir adım atmış oluruz.
Deprem Mağdurlarına Psikolojik Destek Sağlama Yolları
Mevcut koşullarda, öncelikle psikolojik ilk yardımın sağlanması kritik bir öneme sahiptir. Öncelikli olarak, insanların temel ihtiyaçlarını karşıladığınızdan emin olmalısınız, yani hayati gereksinimleri yerine getirmelisiniz. Bu, insanların doğal iyileşme süreçlerine katkıda bulunacak bir güvenli ortamın oluşturulmasını içerir. Herkes psikolojik yardıma ihtiyaç duymayabilir veya yardım istemeyebilir, bu nedenle destek talep etmeyen kişilere zorlama yapmamak, ancak yardım istediklerinde ulaşılabilir olmak son derece önemlidir.
1. Dikkatli Dinleme: Kişiye yargılamadan önce aktif bir şekilde dinlemek ve depremle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine izin vermek önemlidir.
2. Duygusal Onay: Deprem yaşayan kişilerin deneyimlerini ve duygularını kabul ederek, bu duyguların geçerli ve önemli olduğunu vurgulamak destekleyici olacaktır.
3. Güven Oluşturma: Mağdurlara yalnız olmadıklarını ve yardımın mevcut olduğunu hissettirmek, güven duygusu oluşturmak için önemlidir.
4. Kendi Bakımına Destek: Fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlık için uyku, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi öz bakım yöntemlerini teşvik etmek önemlidir.
5. Kaynaklara Erişimi Sağlama: İhtiyaç duyduklarında akıl sağlığı uzmanları, destek grupları ve yardım hatları gibi mevcut kaynaklar hakkında bilgi vermek ve bu kaynaklara erişimi kolaylaştırmak yardımcı olabilir.
6. Güvenli Ortam Sağlama: Konuşabilecekleri ve duyulabilecekleri güvenli ve destekleyici bir ortam yaratmak, kişilere rahatlık sağlayabilir.
7. Tavsiye Vermekten Kaçınma: Kişilere ihtiyaçlarını sormak ve nasıl yardımcı olabileceğinizi anlamak için sorular sormak yerine, doğrudan tavsiyelerde bulunmaktan kaçınmak önemlidir.
8. Başa Çıkma Mekanizmalarına Saygı: Her birey travmayla farklı şekillerde başa çıkabilir, bu nedenle kişilerin kendi başa çıkma mekanizmalarına saygı gösterilmelidir.
Depremzedeler ne zaman destek almalı?
Travmatik olaylar karşısında her bireyin farklı tepkiler verebileceği ve bu tepkilerin kişiselleşmiş olduğunu unutmamız önemlidir. Herkesin travma sonrası deneyimi benzersizdir ve bu deneyimin doğru veya yanlış bir tepkisi yoktur. Ancak, psikolojik sorunlar kişinin günlük işlevselliğini bozuyorsa veya iyileşmesini engelliyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Bu yardım, kişilere deneyimlerini işleme koymalarına, stres ve duygusal zorluklarla başa çıkmalarına ve uzun vadeli ruh sağlığı sorunlarını önlemelerine yardımcı olabilir.
Ruh sağlığı uzmanları, bireylerin travma sonrası deneyimlerini anlamalarına, duygusal iyileşmeye yönelik destek sağlamalarına ve gerekirse uygun tedavi seçeneklerini sunmalarına yardımcı olabilir. Bu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), depresyon, anksiyete, madde kötüye kullanımı ve diğer psikolojik sorunlar gibi durumları ele almak için önemlidir.
Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta, travma sonrası başa çıkma sürecinin kişiden kişiye farklılık göstereceğidir. Herkesin kendi hızında iyileştiği ve destek almanın bir zayıflık işareti olmadığı anlaşılmalıdır. Sonuçta, ruh sağlığını korumak ve iyileşmek, travma sonrası bir dizi zorluğun üstesinden gelmek için önemlidir.
Travmalara yaklaşım nasıl olmalıdır?
Afetler sırasında ve sonrasında müdahalelerin ve ihtiyaçların doğru zamanda ve doğru içerikle yapılması son derece önemlidir. Afetler yaşanmış ve hayatta kalmış bireylerin ihtiyaçlarını zamanında ve uygun şekilde karşılamak, afet sonrası toparlanma sürecinin başarılı olabilmesi için kritik bir faktördür. Ancak bu yardımların fazla erken veya yanlış bir şekilde sunulması, iyi niyetle yapılmış olsa bile zarar verebilir.
Şu an afetin akut dönemi içerisindeyiz ve bu dönemde öncelik, hayatta kalan bireylerin en temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu temel ihtiyaçlar arasında gıda, su, barınma, tıbbi yardım ve güvenlik yer almaktadır. Bu ihtiyaçların hızlı ve etkili bir şekilde karşılanması, afetzedelerin hayatta kalmalarına ve güvende hissetmelerine yardımcı olur.
Bununla birlikte, travma sonrası toparlanma süreci her birey için benzersizdir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu süreçte bazı kişiler travmatik deneyimlerini zamanla kendi başlarına işleyebilirler. Ancak bu sürecin her birey için farklı olduğu ve bazı kişilerin daha uzun süre destek ve yardıma ihtiyaç duyabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, afet sonrası destek ve yardım hizmetleri uzun vadeli ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşımı benimsemelidir.
Sonuç olarak, afet sonrası müdahalelerin zamanlaması ve içeriği büyük bir titizlikle planlanmalıdır. Hayatta kalan bireylerin temel ihtiyaçları öncelikli olarak karşılanmalı, ancak uzun vadeli ruh sağlığı ve toparlanma sürecine yönelik destekler de sunulmalıdır.
Travmaya Dolaylı Maruz Kalanlar Ruh Sağlığını Nasıl Korumalı?
- Günlük Rutinleri Sürdürün: En kısa sürede günlük rutinlere geri dönün ve size mutluluk veren aktivitelere devam edin.
- Duygularınızı İfade Edin: Travmatik deneyimleriniz hakkında konuşmak, bu deneyimleri işlemenize ve stresi azaltmanıza yardımcı olabilir.
- Kendinize İyi Bakın: Egzersiz yapmak, düzenli uyku almak ve sağlıklı beslenmek, fiziksel sağlığınızı koruyarak travmanın etkisini azaltabilir.
- Sosyal Bağlantıları Sürdürün: Arkadaşlarınızla, ailenizle veya bir destek grubuyla zaman geçirin, bu sizinle bağlantı kurmanıza ve yalıtılmış hissetmenizi önleyebilir.
- Keyif Aldığınız Aktiviteleri Yapın: Hobilerinizi takip etmek ve keyif aldığınız şeylerle ilgilenmek, olumlu hissetmenize yardımcı olabilir.
- Stres Yönetimi Tekniklerini Kullanın: Derin nefes almak ve yavaşça vermek, kalp atışlarınızı yavaşlatarak sakinleşmenize yardımcı olabilir.
- Madde Kötüye Kullanımından Kaçının: Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, stres ve travma semptomlarını artırabilir, bu nedenle bunlardan kaçınılmalıdır.
Afet bölgesinde olmadığımız halde televizyon ve sosyal medyadan gördüklerimize karşı nasıl davranmalıyız?
- Haber Akışını Düzenlemek: Sürekli haber izlemek veya afet bilgilerini sürekli kontrol etmek, anksiyete düzeyinizi artırabilir. Haberleri belirli aralıklarla kontrol etmek veya güvenilir kaynaklardan bilgi almak, daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir.
- Temel İhtiyaçlere Özen Göstermek: Haberlerin izlenmesi veya afet hakkında düşünülmesi, temel ihtiyaçlarımızı göz ardı etmemeli. Yemek, su, uyku ve dinlenme gibi temel ihtiyaçlara özen göstermek önemlidir.
- Destek Aramak ve Paylaşmak: Haberlerin etkilerini anlamak ve paylaşmak için empati göstermek önemlidir. Aileniz, arkadaşlarınız veya terapistinizle hislerinizi paylaşmak, bu süreçte duygusal destek sağlayabilir.
- Bilgi Kaynaklarını Kontrol Etmek: Haberlerin doğruluğunu ve güvenilirliğini kontrol etmek önemlidir. Spekülatif veya yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli olunmalıdır.
- Duygusal İhtiyaçlarınızı Göz Önünde Bulundurmak: Haberleri izlerken veya okurken duygusal tepkilerinizi fark etmek ve bunlarla başa çıkmak için zaman ayırmak önemlidir. Kendinizi aşırı kaygılı hissettiğinizde bir mola vermek veya başka bir aktiviteye odaklanmak faydalı olabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.